- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 Şubat 2016, Perşembe 14:25
- 1206 kez okundu
Son beş altı yıldır süregelen Ergenekon davası nihayet sonlandı, sonlanmasına sonlandı ama kavga bitmişe de benzemiyor. Doğal olarak Yargıtay safhası sonlanmadan da davanın tam anlamıyla bitmiş olduğunu söyleyemeyiz.
Bir kesimin iddia ettiği gibi bu mahkemenin kararlarını tanımıyoruz mantığı sakat bir mantıktır. Daha gerekçeli kararlar açıklanmadan, mahkemeyi töhmet altına alacak açıklamaları yapmak son derece yanlıştır.
Özellikle muhalefetimiz ne balyoz davasındaki, ne de Ergenekon davasındaki mahkemeleri ve karalarını tanımadığını dava süresince açıklamış, karar sonrasında da hakarete varacak beyanlarda bulunmuşlar, daha da beteri bu mahkemelerin hükümetin güdümünde karar verdiklerini söylemişlerdir.
Eğer iddia ettikleri doğruysa, bu ülkede tuz kokmuş demektir. Bağımsız yargının olmadığı yerde, ne insan haklarından, ne hukuktan, ne de demokrasiden söz edemeyiz.
Muhalefete tavsiyem o ki, bu durumun demokrasi eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorsanız, acilen ülkenin çağdaş bir Anayasaya kavuşması için iktidarla birlikte hareket etmenizdir. İnanın siz bu Anayasa için kararlı olursanız iktidar kaçamayacak, sizin isteklerinizin hepsini değil ama büyük bir çoğunluğunu kabul etmek zorunda kalacaktır.
Ergenekon davası, davanın seyrini basından izlediğimiz kadarıyla hayalen açılmış bir dava değildir. Danıştay saldırısıyla başlayan olayların akabinde, Ümraniye’de patlayıcıların bulunması ve ardından çorap söküğü gibi gelen birçok gelişmenin sonucunda açılmıştır.
Herkesin bildiği gibi darbe ve darbe teşebbüsü yasalar önünde suçtur. Bizim ceza kanunumuza göre de cezası müebbettir. Ergenekon mahkemesi, mevcut sanıkları Türk Ceza kanunun bu maddesine göre cezalandırmıştır. Sanıklar bu suçu işlemediklerini iddia etmektedirler ama anlaşılan bu suçu işlemişler ki bu cezayı almışlardır. İnşallah bu sanıklar, Yargıtay safhasında suçsuz olduklarını ispat ederler de aldıkları cezalar kaldırılır.
Geriye doğru baktığımızda siyasi yapımızın gelişmesi ve büyümesi, maalesef darbelerle hep engellenmiştir. Ne zaman ülke siyasi ve ekonomik olarak bir yerlere varacak olsa; hop iç ve dış destekli bir darbe ile ülke bir on yıl geri götürülmüş; bu yüzden siyasi yapımız ve siyasi partilerimiz gerçek anlamda kökleşememiştir.
Son elli yıllık siyasi tarihimizin darbelerle kesintiye uğramasından dolayı, ülkemiz gerçek anlamda çağdaş bir demokrasiye de kavuşamamıştır.
Ergenekon sanıklarının aldıkları cezalara bakacak olursak, biz bu işlere karışmadık, karışmadığımıza dair belgeler, ispatlar burada diyemedikleri için ceza aldıkları anlaşılmaktadır.
Kim bu günkü yapıdan şikâyetçi ise, bilin ki mevcut elindeki imkânlar kaybolduğu için şikâyetçidir. Yıllardır 12 Eylül Anayasasının verdiği özerklik sayesinde milletin tepesinde boza pişirenler, bu özerklik ve ayrıcalığı yitirdikçe bağırmaya başlamışlardır.
Bundan sonra herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti babalarının çiftliği değildir. Artık bu ülkede yasalar ve hâkimler vardır. Kimse ben yaptım olduğu mantığıyla hareket edemeyecektir. Bu sözüm sadece bürokratlar için değil, siyasetçiler için de geçerlidir.
İnşallah 12 Eylül Anayasasından ve onun kanun ve kurumlarında en kısa zamanda kurtulacağız. Bu ülkenin bundan başka şansı da yoktur. Belki muhalefet ayak sürüdüğü için bu iş biraz uzamıştır ama toplumdan gelen demokrasi talepleri bu günkü siyasetçiler tarafından gerçekleştirilemese de, yarınki siyasetçiler tarafından mutlaka gerçekleştirilecektir.
Nizamettin Şereflier
18.08.2013 / Aktarım anında Bu Yazı 1571 kez okundu
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
30.07.2016 15 Temmuzun Ardından
-
21.03.2016 YANILIYORSUNUZ
-
13.02.2016 İNSANLIĞIN BİTTİĞİ YERDEYİZ
-
11.02.2016 İSTİKRARI SEÇTİK
-
11.02.2016 BU ÖLÜMLER NİYE
-
11.02.2016 TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ
-
11.02.2016 HESAP VEREMEZSİNİZ!
-
11.02.2016 CHP KURULTAYLARI
-
11.02.2016 ÇOK YAŞA MUTLAK BARIŞ
-
11.02.2016 GAZZE AĞLIYOR
-
11.02.2016 FAİZ LOBİSİ
-
11.02.2016 MADEN ŞEHİTLERİMİZ
-
11.02.2016 TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLAMAZ
-
11.02.2016 KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?
-
11.02.2016 BÜYÜK ANKARA MİTİNGİNİN ARDINDAN
-
11.02.2016 KEÇİÖREN’DE KİM KAZANACAK
-
11.02.2016 VESAYETLER DEMOKRASİSİ
-
11.02.2016 DERSHANELER OKULLARA DÖNÜŞÜRKEN
-
11.02.2016 28 ŞUBAT PARANOYASI
-
11.02.2016 GEZİ’DEN MISIR’A
-
11.02.2016 AMAÇ ÜÇ AĞAÇ MIYDI?
-
11.02.2016 RESMİ DOĞRU OKUMAK
-
11.02.2016 GEZİ PARKI AVM’ Mİ OLUYOR?
-
11.02.2016 REYHANLI TUZAĞI!
-
11.02.2016 VATANDAŞIN HALİNİ HİÇ SORAN VAR MI ACABA?
-
11.02.2016 BUNLARIN HEPSİ YALANMIŞ!
-
11.02.2016 KİM ÇÖZECEK O ZAMAN?
-
11.02.2016 İSRAİL DİZ Mİ ÇÖKTÜ?
-
11.02.2016 ZENGİN DAHA ZENGİN, FAKİR DAHA FAKİR!
-
11.02.2016 ADA’NIN YOLLARI TAŞLI
-
11.02.2016 NE PAHASINA OLURSA OLSUN?
-
11.02.2016 ÜÇ MÜ BEŞ Mİ?
-
11.02.2016 OSLO SÜRECİ VE PKK
-
11.02.2016 2012 DÜNYA VE BİZİM İÇİN BİR MİLAT MIYDI?
-
11.02.2016 KOLAY OLANI SEÇMEK
-
11.02.2016 ŞEYTANIN AVUKATLARI KAYBEDERKEN
-
11.02.2016 DOKUNULMAZLIK ZIRHI
-
11.02.2016 5 BİN HAS PARTİLİ AK PARTİYE KATILDI
-
11.02.2016 24 KASIMLARDA HATIRLANAN ÖĞRETMENLERİMİZ
-
11.02.2016 AK PARTİ VE İDAM TARTIŞMALARI
-
11.02.2016 BDP VE AÇLIK GREVLERİ
-
11.02.2016 CHP NEREYE KOŞUYOR?
-
11.02.2016 DIŞ POLİTİKAMIZ
-
11.02.2016 NUMAN BEY VE EKONOMİ
-
11.02.2016 SURİYE BATAKLIĞI
-
11.02.2016 AK PARTİ KONGRESİNİN ARDINDAN
-
11.02.2016 NUMAN BEY AK PARTİYE NE KATACAK?
-
11.02.2016 SİYASİ GÜNDEMİMİZ
-
11.02.2016 SORUYORUM?
-
11.02.2016 TERÖRLE YAŞAMAK
-
11.02.2016 ÇEMBER DARALIRKEN
-
11.02.2016 İKİ PARTİ BİRLEŞİRKEN
-
11.02.2016 28 ŞUBAT NİÇİN YAPILDI?
-
11.02.2016 12 EYLÜLLE HESAPLAŞMAK
-
11.02.2016 YENİ EĞİTİM SİSTEMİMİZ
-
11.02.2016 NEVRUZ
-
10.02.2016 4+4+4
-
10.02.2016 ÇARPIK KENTLEŞME
-
10.02.2016 28 ŞUBAT
-
10.02.2016 EKONOMİNİN MOTOR GÜCÜ
-
10.02.2016 MİT VE YARGI
-
10.02.2016 YENİ ANAYASA BAŞKA BİR BAHARA MI?
-
10.02.2016 MERHABA !
-
10.02.2016 AH FRANSA AH