İDMANOCAĞI DOSYASI - 1
Trabzon İdmanocağı Spor Kulübünün başarıları, sorunları ve daha fazlasını Başkan Mehmet Öz ile Spor Müdürümüz Fatma Madi konuştu.

Fatma Madi / Trabzon (DaktiloGazetesi)
"Güzel günler göreceğiz güneşli günler"
İdmanocağı - 1
Günlerdir kafamda yazdığım bir yazıdır İdmanocağı. Dönüp dolaşıp aynı yere geldiğim, “neden bu kadar geç kaldım?” sorusuna verilecek cevabımın olmadığı soru İdmanocağı.
Açıkçası nereden başlayıp, nerede bitireceğimi bilemiyorum.
Çünkü kendimi gerçekten İdmanocağı’na karşı sorumlu ve mahcup hissediyorum.
Trabzonlu olmasam hiç sıkıntı yoktu.
Ben de alırdım elime çayımı, kahvemi geçerdim klavyenin başına “Trabzonlular İdmanocağı Voleybol Takımına sahip çıkmadı.” der bir güzel konunun içinden sıyrılırdım. Amma gelin görün ki iş öyle değil.
Efendim bilenler bilir Eczacıbaşı taraftarıyım. Yani öyle sıradan da değil. Fan gruplarını yapacak kadar hem de.. Ama bu demek değildir ki olup bitene kayıtsız kalayım. Da insana sormazlar mı; “Bugüne kadar neredeydin? Bir Trabzonlu olarak İdmanocağı’nı şimdi mi gördün?”
Önce sondan başlayayım.
Hayır şimdi görmedim. Ama hep bana ihtiyacı olmadığını düşündüm. Ya da daha açık konuşayım;
Sosyal medyada İdmanocağı’yla ilgili iki kelam yazınca görevimi yapmış oluyordum. Buydum yani.
İdmanocağı’na sahip çıkmıyorlar diye eleştirdiğim o Trabzonlu işadamları, milletvekillerinden bir farkım yoktu. Ta ki Çanakkale maçından sonra İdmanocağı Başkanı Sayın Mehmet Öz’ün yaptığı açıklamayı sayfalarına taşıyanları görüp, aslında İdmanocağı’nın ne kadar yalnız olduğunu anlamamla oldu her şey. Yalnız olan, sadece İdmanocağı değil, tüm Anadolu kulüplerimizdi. Bunu neden bu kadar geç anladığımı hiç bilemiyorum ama anladığım andan itibaren de çok utanmaya başladım. Bırakın bize her yeri, Trabzon’un merkezi bile Trabzon değildi.
Lafı uzatmayayım yaklaşık on gün önce İdmanocağı kulübüne mail attım ve bu mahcubiyetimi anlatmaya çalıştım. Mümkünse takımdan yetkili biriyle bir röportaj yapmaktı niyetim. Antrenmana da gidip iki üç fotoğraf çekecektim. Birkaç soru ve cevap. Bitecekti. Sonra da ben Trabzon’da olduğum sürece maçlarına gitmeye çalışacaktım.
Okuyunca pek fena bir plan gibi durmuyor değil mi?
Amma gelin görün ki hiç de öyle olmadı.
Bir kulübe mail atarsanız size hemen başkanı geri dönmez. Hadi döndü diyelim. “Tabii ki ne zaman isterseniz.” demez.
Ama Mehmet Öz aynen öyle dedi ve çok daha fazlasını yaptı.
Bir insanın tüm derdinin voleybol takımı olduğunu gösterdi. Anlattı demiyorum. Bununla nasıl yaşadığına bizzat tanık oldum. Birçok şubesi olan bir kulübün başkanı voleybolla bu kadar iç içe yaşıyorsa, bana da ona elimden ne geliyorsa yardımcı olmak düşer.
Her şeyden önce, bir Trabzonlu olarak bu benim görevim.
İkincisi bir bayan olarak bu yine benim görevim.
Üçüncüsü ve benimle birlikte Trabzon’da yaşayan, Trabzonlu olan tüm voleybol severleri de ilgilendirense İdmanocağı maçlarına gitmek. Ona destek olmak. Vakıfbanklı, Eczacıbaşılı, Beşiktaşlı, Fenerli, Galatasaraylı ya da diğer hangi kulüp taraftarı olursak olalım İdmanocağını desteklemek zorundayız. Çünkü o kulüpler Trabzon’a İdmanocağı’yla oynamak için geliyor ve bizler de gidip dünya yıldızlarını izleyebiliyoruz. Sırf bu borcumuzu ödemek için tüm Trabzon’u İdmanocağı maçlarına çağırıyorum. Biz birbirimize sahip çıkarsak, ocağın ateşiyle aydınlanan “güzel günler görürüz, güneşli günler” .
"Başkan Mehmet Öz ile neler konuştuk"
Gelecek hafta İdmanocağı - 2 dosyasında!






SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!