- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 Şubat 2016, Perşembe 12:00
- 717 kez okundu
Geçmişte iki bloklu sistem varken dış politikada siyaset üretmek gerçekten çok kolaydı. Bir tarafta Sovyetler Birliği, bir tarafta Amerika; Zaten biz de NATO üyesi olarak batı bloğu içindeydik. Doğuyla aramızdaki İlişkiler sıfır seviyesinde, Doğu Bloğuna karşı NATO’nun ileri karakolu konumundaydık.
Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte ortaya birçok devlet çıktı. Soğuk Savaş döneminde Ermenistan, Gürcistan ve Nahçıvan gibi komşularımız yoktu. Bu dönemde Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki sorunlar bizi ilgilendirmiyordu. Aralarında sorun olsa bile Sovyet rejimi üzerini örtüyor, biz bunun farkına bile varamıyorduk. Varsak da müdahale edecek durumda değildik.
Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla ortaya çıkan Türkî Cumhuriyetlerle, kardeşlik bağından dolayı ilişkilerimizi geliştirmek zorundaydık. Gelişen bu ilişkiler, özellikle Ermenistan’ı ardından Rusya, Çin ve İran’ı çok rahatsız etti.
Buna rağmen biz Türkî Cumhuriyetler ve Komşularla olan ilişkilerimizi geliştirdik. Artık ülke olarak buralara yatırım ve teknoloji götürüyorduk. Müteahhitlerimiz Rusya’dan Irak’a büyük projelere imza atıyordu. Komşularla sıfır sorun politikası Irak, İran, Suriye hatta Yunanistan’la bile aramızdaki sorunların üzerini örtmüş, ikili ilişkilerimizi ve ticaretimizi geliştirmiştik. Komşularımızla ticaret hacmimiz öyle gelişmişti ki, aramızdaki vizeler kalkmış sınırlar yok olmuştu.
Bu gelişmeler ülkemizin popülaritesini ve ekonomisini büyütmeye başlamış; Türkiye artık bölgesinde gelişen ve büyüyen ülke haline gelmişti. Komşular, iyileşen ilişkiler sonucu PKK terörüne desteğini kesmişti. Bölgesel desteğini yitiren PKK eski gücünü yitirmiş, marjinal olmaya başlamıştı.
Bu bahar havasının hep sürüp gideceğini zannettik. Küresel güçlerin bizi başıboş bırakacağını sandık ama maalesef sandığımız gibi olmadı. Mavi Marmara olayının dış güçlerin ülkemize kurduğu bir tuzak olduğunu göremedik. Orda hesap hatası yaptık. Küresel Güçlerin desteğini almadan o gemiyi oraya göndermek ne kadar doğruydu bilemiyorum? Eğer Amerika bizim başımızın belaya girmesini istemeseydi; İsrail Mavi Marmara’ya müdahale edemezdi.
Hem Batı Bloğu içinde yer alacaksın hem de İsrail’e one minute diyeceksin, diyebilirsin ama sonuçlarını da hesaplayacaksın. Başbakanımızın İsrail’e de Birleşmiş Miletlere de “Bir Dakika” demesi son derece doğruydu, yanlış olan durduğumuz yerdi. Biz batıyla mı, doğuyla mı beraberdik? İkisinin içinde olmamız, bulunduğumuz bölge itibariyle mümkün değildi. İki tarafın içinde olacağımızı zannettik ama ikisinin de içinde olamadık.
Amerika’yla stratejik ortak olabiliriz ama Suriye, İran, Irak ve Rusya’yla komşuyuz, hem de öyle komşuyuz ki ticari ilişkilerimizin en yoğun olduğu bir yerdeyiz. Biz Rusya ve İran’ın doğalgazına, Irak’ın da petrolüne muhtaç durumdayız. Rusya ve İran’ın da bizim tarım ürünlerimize ihtiyaçları var. Suriye ve Irak’ın ise bizim elektriğimiz olmadan aydınlanması mümkün değil. Yani birbirimize bu kadar muhtaçken, bu kavga kimin çıkarına acaba?
Batı Bloğunun çıkarlarıyla; Doğu Bloğunun çıkarları bizim bölgemizde çatışma halindedir. Bölgemizin zengin yer altı kaynakları iki bloğun da olmazsa olmazıdır. Özellikle Amerika bu bölgenin kontrolünü ne pahasına olursa olsun Çin ve Rusya’ya bırakmak istememektedir. Eğer bırakırsa o da biliyor ki, bu Amerika’nın çöküşüdür.
Aslında film bizim için Malatya’ya füze kalkanlarının yerleştirilmesinden sonra koptu. “Füze Kalkanlarının” ülkemize yerleşmesine müsaade etmemiz doğru bir karar mıydı tartışılır. Bir taraftan İsrail’e bir dakika, diğer taraftan füze kalkanlarına evet; bu ikircikli bir politika değil miydi? Ne Musa’ya Ne de İsa’ya yaranabildik.
Rusya, Çin, İran, Suriye ve Irak’ın hatta İsrail’in bize Karşı PKK’yı desteklediğini çok iyi biliyoruz. Son zamanlarda Suriye ve Irak rejimleri bize karşı son derece düşmanca tutum içerisine girdiler. Adeta PKK’yla birlikte taraf oldular. Onlar PKK’ya var güçleriyle desteklerini sürdürdükçe, bizim millet olarak sinir katsayılarımız artmaktadır. Korkarım ki, yakın gelecekte Suriye ile aramızda bir savaş kaçınılmaz hale gelecektir.
Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, bu ateşin bölgemizi hatta bütün dünyayı kaplayacağını aklımızdan çıkarmayalım. Şu ana kadar uyguladığımız politikaları gözden geçirme zamanı geldi geçiyor bile. “Esed Rejimi” yıkılsın diye bölgenin ve dünyanın ateş topuna dönmesine asla müsaade etmeyelim. Hükümetimiz bu işler daha da karışmadan, bölge ülkelerini bir araya getirecek, diplomatik girişimleri ortaya koymak zorundadır. Yoksa bu hal böyle devam ettikçe ne PKK belasından kurtulabilir; ne de ekonomimizi düzlüğe çıkartabiliriz. Kalın sağlıcakla.
Nizamettin Şereflier
23.10.2013 / Aktarım anında Bu Yazı 993 kez okundu
Yorumlar:
SALAHADDDİN DAL 2012-10-23 DOĞU VE BATININ TEZGAHTARIMIYIZ?
Doğu ve batının ittifak ettiği ve cografyamızda da taraflar bulduğu ülkeçiklerin yardımıyla üstümüzde ika ettikleri servetlerine büyük katkılar yapacağı bilinmektedir. Burası unutulmasın kıyamet ortadoğu da kopacaktır.
Gürhan Olcaytürkan 2012-10-23 Senaryo hep aynı..
Dış politika çok geniş pencereden incelenmeli. Çok güzel tahlillerde bulunmuşsunuz. Tarih sayfalarında biraz gezindiniz mi sanki bugünleri işaret ediyor gibi.Kutlarım.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
30.07.2016 15 Temmuzun Ardından
-
21.03.2016 YANILIYORSUNUZ
-
13.02.2016 İNSANLIĞIN BİTTİĞİ YERDEYİZ
-
11.02.2016 İSTİKRARI SEÇTİK
-
11.02.2016 BU ÖLÜMLER NİYE
-
11.02.2016 TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ
-
11.02.2016 HESAP VEREMEZSİNİZ!
-
11.02.2016 CHP KURULTAYLARI
-
11.02.2016 ÇOK YAŞA MUTLAK BARIŞ
-
11.02.2016 GAZZE AĞLIYOR
-
11.02.2016 FAİZ LOBİSİ
-
11.02.2016 MADEN ŞEHİTLERİMİZ
-
11.02.2016 TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLAMAZ
-
11.02.2016 KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?
-
11.02.2016 BÜYÜK ANKARA MİTİNGİNİN ARDINDAN
-
11.02.2016 KEÇİÖREN’DE KİM KAZANACAK
-
11.02.2016 VESAYETLER DEMOKRASİSİ
-
11.02.2016 DERSHANELER OKULLARA DÖNÜŞÜRKEN
-
11.02.2016 28 ŞUBAT PARANOYASI
-
11.02.2016 ERGENEKON DAVASI VE KAYBOLAN İMTİYAZLAR
-
11.02.2016 GEZİ’DEN MISIR’A
-
11.02.2016 AMAÇ ÜÇ AĞAÇ MIYDI?
-
11.02.2016 RESMİ DOĞRU OKUMAK
-
11.02.2016 GEZİ PARKI AVM’ Mİ OLUYOR?
-
11.02.2016 REYHANLI TUZAĞI!
-
11.02.2016 VATANDAŞIN HALİNİ HİÇ SORAN VAR MI ACABA?
-
11.02.2016 BUNLARIN HEPSİ YALANMIŞ!
-
11.02.2016 KİM ÇÖZECEK O ZAMAN?
-
11.02.2016 İSRAİL DİZ Mİ ÇÖKTÜ?
-
11.02.2016 ZENGİN DAHA ZENGİN, FAKİR DAHA FAKİR!
-
11.02.2016 ADA’NIN YOLLARI TAŞLI
-
11.02.2016 NE PAHASINA OLURSA OLSUN?
-
11.02.2016 ÜÇ MÜ BEŞ Mİ?
-
11.02.2016 OSLO SÜRECİ VE PKK
-
11.02.2016 2012 DÜNYA VE BİZİM İÇİN BİR MİLAT MIYDI?
-
11.02.2016 KOLAY OLANI SEÇMEK
-
11.02.2016 ŞEYTANIN AVUKATLARI KAYBEDERKEN
-
11.02.2016 DOKUNULMAZLIK ZIRHI
-
11.02.2016 5 BİN HAS PARTİLİ AK PARTİYE KATILDI
-
11.02.2016 24 KASIMLARDA HATIRLANAN ÖĞRETMENLERİMİZ
-
11.02.2016 AK PARTİ VE İDAM TARTIŞMALARI
-
11.02.2016 BDP VE AÇLIK GREVLERİ
-
11.02.2016 CHP NEREYE KOŞUYOR?
-
11.02.2016 NUMAN BEY VE EKONOMİ
-
11.02.2016 SURİYE BATAKLIĞI
-
11.02.2016 AK PARTİ KONGRESİNİN ARDINDAN
-
11.02.2016 NUMAN BEY AK PARTİYE NE KATACAK?
-
11.02.2016 SİYASİ GÜNDEMİMİZ
-
11.02.2016 SORUYORUM?
-
11.02.2016 TERÖRLE YAŞAMAK
-
11.02.2016 ÇEMBER DARALIRKEN
-
11.02.2016 İKİ PARTİ BİRLEŞİRKEN
-
11.02.2016 28 ŞUBAT NİÇİN YAPILDI?
-
11.02.2016 12 EYLÜLLE HESAPLAŞMAK
-
11.02.2016 YENİ EĞİTİM SİSTEMİMİZ
-
11.02.2016 NEVRUZ
-
10.02.2016 4+4+4
-
10.02.2016 ÇARPIK KENTLEŞME
-
10.02.2016 28 ŞUBAT
-
10.02.2016 EKONOMİNİN MOTOR GÜCÜ
-
10.02.2016 MİT VE YARGI
-
10.02.2016 YENİ ANAYASA BAŞKA BİR BAHARA MI?
-
10.02.2016 MERHABA !
-
10.02.2016 AH FRANSA AH