- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 07 Nisan 2017, Cuma 23:43
- 1399 kez okundu
Ülkemizde voleybola -kulüpler düzeyinde- yapılan yatırımlar malum. Özellikle bayanlarda Eczacıbaşı, Fenerbahçe ve Vakıfbank’ın CEV Şampiyonlar Ligi son altı takımdan üçü olması, yine Eczacıbaşı ve Vakıfbank’ın FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası'na davet edilmeleri kulüpler bazında Avrupa’da ve Dünya’da çıtamızın ne kadar yukarılarda olduğunun bir göstergesi.
CEV her ne kadar aynı ülkeden üç takımın final-four’a gidebileceğini söylese de iş ciddiye binince hemen çark etti. Bunun da anlatımlı örneğini Fenerbahçe’yi eleyen Eczacıbaşı VitrA ve Volero Zürih’i eleyen Vakıfbank’ı yarı finalde eşleştirme becerisiyle gösterdi. Kendilerini bu yan’sız tutumlarından dolayı ayrıca tebrik ediyorum.
Şimdi bu iki takımımız yarı finalde eşleşince bazılarımız tıpkı Fenerbahçe – Eczacıbaşı Vitra eşleşmesinde olduğu gibi; “Kim kazanırsa kazansın Türkiye kazanmış olacak” dese de bana göre tersi oluyor, kim kaybederse Türkiye kaybetmiş olacak. Eğer ki CEV sözünde dursa ve allem edip kallem edip bu iki takımımızı yarı finalde eşleştirmeseydi, o zaman kim kazanırsa Türkiye kazanmış olacaktı.
Benim bunları yazmam CEV’in çokta umrunda sanki! Yönetiminde olan Özkan Mutlugil’i umursamayan CEV, beni neden umursasın ki?
Serzenişlerimi, göndermelerimi de yazdıktan sonra gelelim CEV Şampiyonlar Ligi’nde bana göre haftanın maçına. Her şeyiyle unutulmazlar arasında yerini ilk sıralarda alan bu maçın en üzücü tarafı Eczacıbaşı’lı Thaisa’nın üçüncü setin ortalarına doğru sakatlanmasıydı. Kendisine ve Eczacıbaşı Spor Kulübü’ne bir kez daha geçmiş olsun.
İlk maçı Fenerbahçe’nin 3-2 alması ve daha önce de Kupa Voley ve ligin ikinci yarısında Eczacıbaşı VitrA’yı yenmiş olması bu maç için favori olmasında bir iki adım önde olmasını sağlasa da bana göre öyle değildi. Burada Eczacıbaşı Voleybol Fan’da bana maç sonucu hakkında fikrimi soran Muhtar Torunu beyefendiden de özür dilemiş olayım. Kendisine maçın altın sete gitmeyeceğini ama kimin alacağı konusunda tahminim olmadığını söylemiştim ama tahminimin olmadığı kısmı sadece totem gibi bir şeydi.
“Eczacıbaşı neden 3 – 1 yenecekti ?” Hani onu açıkçası ben de bilemiyordum ama Kim ağırlıklı oynayan Fenerbahçe’de önce Kim’i bir şekilde durdurmak, yavaşlatmak maçın seyrini Eczacıbaşı lehine çevirecekti. İkinci nedenim de orta oyuncuların maça yapacakları etkiydi ki; sakatlanana kadar Thaisa ve onun yerine giren Büşra üstlerine düşen görevleri yerine getirirken, Adams’ın 26 sayıyla oynaması orta oyuncuların oyuna ne kadar etki ettiğinin ispatı oldu. İlk maç sakatlıktan tam çıkamamış Thaisa ile, ikinci maçtaki Thaisa arasında farkın olabileceğini de buna ekleyebiliriz. Kim – Natalia - Balkestein’in karşısında Larson - Kosheleva - Boskovic, Eda – Diclenur’un karşısında Thaisa – Adams , Ezgi - Toonkom ‘un karşısında Ognjenovic , Melis ve Merve’nin karşısındaysa Gülden.
Fenerbahçe’nin avantajı oturmuş bir kadrosunun olmasıydı. Eczacıbaşı içinse durum çok farklıydı. Ligi ve Avrupa’yı neredeyse farklı kadrolarla oynamış olması, ligin play-off etabına kadar Gülden ve Larson dışında garanti oyuncusu olmayan, yedekten giren oyuncunun ‘Hande’ dışında çok da katkı veremediği bir takımken, play-off’un ikinci maçında özellikle Gözde’nin sonradan oyuna girince; “İşte ben böyle oynamak için oyuna girdim” dercesine oynaması, Eczacıbaşı için ligin başında konulan hedefe geç de olsa yaklaştığının sinyallerini veriyordu. CEV Şampiyonlar ligi rövanş maçındaysa o görmeye alıştığımız Kosheleva - Simge değişikliği bir kez yapıldı. Bunun sebebi de Hande’nin çok iyi oynamasıydı. Böylece Simge arkadayken geri hücum yapamayan Eczacıbaşı, Hande ile bunu da yapınca hanesine bir puan daha yazdırmış oldu. Thaisa’dan sonra takımın demoralize olması beklenirken, arkadaşlarının onun için mücadeleye devam etmeleri ve Büşra’nın da aksamaması Eczacıbaşı’nın geç de olsa takım olabilme yolunda önemli mesafeler kat ettiğinin .işaretiydi
Saha içinde olanlardan biraz daha fazla saha kenarında olanlara da bakan birisi olarak; sezon başından beri sürekli eleştirdiğim, bir türlü kaptan olamıyor dediğim Neslihan'ın, molalarda kenarda durup sakız çiğnemek ve ‘haydi kızlar’ demek yerine, Kosheleva ve diğer oyuncularla konuşması, onları motive etmesi, Nilay’ın neredeyse yardımcı bir antrenör kadar arkadaşlarına neler yapabileceklerini anlatması ve sahadakilerin de Neslihan ve Nilay’ı büyük dikkatle dinlemeleri , Eczacıbaşı için takım olabilmenin en büyük göstergesiydi bana göre. Bunu devam ettirebilirlerse rakiplerine karşı kağıt üstündeki artıya, sahada da sahip olurlar.
Fenerbahçe ise ilk maç elde ettiği avantajla çıktığı maçta bu avantajını biraz da hocasının oyuna müdahaleleri sonucu kaybetmesi, onlar için ayrıca kötü olmuştur. İkinci setin dışında Eczacıbaşı ile başa baş mücadele eden hatta ilk seti de alıp tura biraz daha yakın olan taraf konumuna geçen Fenerbahçe’nin karşısında, oyun olarak bir ay önceki Eczacıbaşı’nın olmaması ve biraz da Abbondanza’nın oyuna yaptığı müdahaleler Eczacıbaşı’nı final-four’a taşırken, öte yandan Fenerbahçe’nin bir kez daha kapıdan dönmesine sebep oldu.
Gelelim ligimizin yarı final ilk maçına;
Yarın Eczacıbaşı sahada üç yabancıyla olacağı için Fenerbahçe yine daha avantajlı görünüyor. Burada Eczacıbaşı’nın hangi yabancısını kadroda yazmayacağı çok önemli. Birde Fenerbahçe hocasının oyuna yapacağı yine kimsenin anlayamayacağı müdahaleler.
Maç ve turla ilgili tahminimse ilk maçı alan turu geçecek.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
08.03.2019 Daktilo ile Bence öyleyiz!
-
22.01.2019 Siyasetin olduğu her yerde insanlar mahkumdur!
-
08.07.2018 Beyin Göçü
-
01.06.2018 Gecenin Bi saatinde Voleybol Üstüne
-
23.04.2018 Eczacıbaşı Vitra, Aklımda iken yazayım dediklerim...
-
07.04.2018 Sabah Voleybolu
-
01.04.2018 Voleybol Aşk'tır
-
25.03.2018 Milli Görevdir
-
18.03.2018 ELEŞTİRİYOR MUYUZ?
-
18.02.2018 Sultanlar Ligi'nin En'leri
-
28.01.2018 Voleybol Sever Sözü
-
23.12.2017 Her şey voleybol için ...
-
25.11.2017 Şiddete Şiddetle Karşıyız !?
-
23.09.2017 Voleybolun yabancı sınırı ve Neslihan!
-
08.09.2017 VOLEYBOL MERHABA!
-
02.07.2017 Beyefendi Beşiktaş Voleybolu Feda mı Ediyor ?
-
18.04.2017 İnessa Korkmaz, 11'e Karşı BİR!
-
03.04.2017 Gözden Kaçamayanlar – 6
-
28.03.2017 Neden Soru Sormuyoruz?
-
17.03.2017 Birikmiş Yazılar - 1
-
24.02.2017 'Onlar Yazar'sa Ben de Yazar'ım'
-
08.02.2017 Kimse Eczacıbașı'nı eleştirmesin demiyorum!
-
04.02.2017 Kadın İnsanlar!
-
18.01.2017 Eczacıbașı Vitra'yı eleştireyim!
-
25.12.2016 Ben de Karpol'e Soru-yorum
-
20.12.2016 Voleybolun Don Kişot'u
-
16.12.2016 Yalnız Değilsiniz!?
-
08.12.2016 EczacıbaşıVitra'nın popüler oyuncusu Ceylan Arısan!
-
05.12.2016 Üç Karmaşık Bir Doğru Eder Mi?
-
21.11.2016 Gözde Yılmaz...
-
18.11.2016 Ünlü Oldummmm
-
10.11.2016 Bir Paranoyanın Günlüğünden - 4
-
08.11.2016 Paranoyanın Günlüğünden – 3
-
17.10.2016 Birlikte Gittiler Ne Demek?!
-
14.10.2016 BU AY KANSER AYI!
-
10.09.2016 Eczacıbaşı Vitra'da, Göremediklerimiz…
-
05.09.2016 Futbolun Faturası
-
25.08.2016 GÖZDEN KAÇAMAYANLAR-5
-
10.08.2016 GELECEK SPORLA GELECEK
-
13.07.2016 Bir Paranoyanın Günlüğünden -2
-
25.06.2016 Olamadık ! Olamıyoruz !
-
18.06.2016 Daha Hızlı, Daha Hırslı
-
16.06.2016 Genç Sultanlar
-
10.06.2016 Doğru Bildiğim Yanlışlar
-
01.06.2016 Galibiyetin Mimarları
-
31.05.2016 Genç Ama Tecrübeli
-
28.05.2016 MHP KURULTAYINA DOĞRU -1
-
26.05.2016 SESSİZ KALMA HAKKI KULLANILAMAZ !
-
18.05.2016 ÇAPRAZ ÇIKMAZLAR…
-
17.05.2016 BAŞROLDE MERAL
-
11.05.2016 Voleybolumuzun gizli satış gücü
-
03.05.2016 Hedef Turnuva Montreux
-
27.04.2016 Lafın Tamamını Diyemeyince ?
-
24.04.2016 Futbolun Utanç Gecesi! Trabzon'da neler oldu?
-
19.04.2016 Voleybolda Gölge Büyümeye Devam Ediyor!
-
13.04.2016 Son Adım, Son Düdük, Son Bayrak, Son Top…
-
12.04.2016 “Anlamıyorsun Dede!”
-
05.04.2016 BİR MAÇ HİKAYESİ… TRABZON İÇİN ÇOK ÖZEL BİR GÜNDÜ!
-
02.04.2016 ARA BİTTİ YAZMAYA DEVAM !..
-
07.03.2016 Not Defterimden 1
-
15.02.2016 Voleybolu Eleştiri - Yorum
-
08.02.2016 KOR-KU-YO-RUM !…
-
08.02.2016 BİR KEÇİ HİKAYESİ…
-
08.02.2016 BEN KİMİN TARAFINDA OLDUĞUMU BİLİYORUM, YA SİZ ?
-
08.02.2016 Bir Parça İnsaf ...
-
08.02.2016 İSMİN NE ÖNEMİ VAR
-
08.02.2016 GÖZDEN KAÇAMAYANLAR
-
08.02.2016 VOLEYBOLUN GÖZDEN KAÇAMAYANLARI
-
08.02.2016 ANKARA’DAN RİO’YA GİDERKEN
-
08.02.2016 BİTEN BİR SEÇİMİN ARDINDAN
-
08.02.2016 MAKSAT MUHABBET - VOLEYBOL YAZILARI
-
08.02.2016 FERMAN DEVLET’İNSE SEÇİM DE HALKINDIR
-
08.02.2016 YA RABB NE GÜNEŞLER BATIYOR - DAĞLICA'DAN SONRA NE OLACAK ?
-
08.02.2016 FİLLER VE ÇOCUKLAR
-
08.02.2016 BÖREK DEYİP GEÇMEYECEKMİŞİZ
-
08.02.2016 ANKARA'DA ŞAMPİYON OLMAK ZOR İKİ GÖZÜM
-
08.02.2016 ÖYLESİNE YAZILAR
-
08.02.2016 GÜL BAHÇESİ DERKEN ?
-
08.02.2016 KENDİMLE HASBİHAL / BİL(M)İYORUZ
-
08.02.2016 KORKUYORUZ
-
08.02.2016 VOLEYBOLUN FETRET DÖNEMİ
-
08.02.2016 KIRMIZI ÇİZGİLER / SEÇİMİ İSTEYEN PARAYI ÖDESİN
-
08.02.2016 SIKILMIŞ BİR SEÇMENİN NOT DEFTERİNDEN ...
-
08.02.2016 ŞAMPİYONUN ŞAMPİYONLARI
-
08.02.2016 VOLEYBOLA GÖLGE DÜŞTÜ
-
08.02.2016 ÖZ ÇERNOBİL ?
-
08.02.2016 BİR KIZ ÜÇ ERKEK YA DA ÜÇ KIZ BİR ERKEK EKSENİ!
-
08.02.2016 ÂKİLANE BİR İŞ VESSELAM / ALLAH'INI SEVEN GELSİN
-
08.02.2016 EY/ALET / AFALLADIM
-
08.02.2016 TRABZONSPOR, NEDEN BU HALDE?
-
08.02.2016 BİR GARİP ALEM / EVET PROVOKATÖRÜM
-
08.02.2016 YOLUN YARISI
-
08.02.2016 SAVAŞTIK YORULDUK, ŞİMDİ BARIŞALIM MI?
-
23.01.2016 Yanılmış Olmanın Tarifsiz Mutluluğu